Oyuncaklara takılı kalan köpekler.
- Mehmet C. Keles
- 17 Eki 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Kas 2023
"Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız." - Bernard Shaw.
"Alışkanlıkların zincirleri, kırılmayacak kadar güçlü hale gelene kadar hissedilemeyecek kadar zayıftır." - Benjamin Disraeli
Kişisel hassasiyetim sebebi ile köpeklerdeki takıntı veya saplantı duygusuyla desteklenen davranış bozuklukları üzerine çok düşünür, gözlem yaparım. Bu gözlemlerim bana, köpeklerin takılı kaldığı davranışların ya da saplandığı durumların oldukça fazla ve yaygın olduğunu gösteriyor. Belki alışmak olarak anabileceğimiz düşüncesi ile köpek sahiplerini de küstürmeden, bu tür davranışların köpek sahiplerinin gözünden kaçtığını, sorunu çoğu zaman başka bir şeyde aradıklarını anlatmak istiyorum size.
Sorun dallanıp budaklanırken, bir sürecin içerisinde farkına varıp; bu sorunu bir olaya ya da bir ana atfetme (kuaförden sonra oldu, biri gelmişti ondan sonra oldu) gibi kestirme rahatlama düşünceleri, köpeklerin içinde bulunduğu ve her gün tekrar yaşadığı bu takılı kalma durumu ile ilgili çözüm üreten bir düşünce değil. Köpeğiniz uzun süredir devam eden ve artık takıntı ya da saplantıya dönüşmüş davranışlar gösteriyor ve bu durum bir olaydan sonra olmadı. Siz bu duruma şahit oldunuz ve ne gerçekleştiğini anlamadınız.
Tamam, buraya kadar sorun yok. Kimseye sen suçlusun demedik. Köpek davranışlarına devam ederken, bir yerde araya girmeniz gerektiğini fark ettiniz. Belki birkaç hafta sonra, belki birkaç ay, belki sadece o anda fark edip gürlediniz. Köpeğiniz kafasını kaldırdığında sizce sizin eskiden olduğunuz insanı mı görüyor; yoksa değişmiş bir insanı mı? Bu takılı kalmalar sırasında ne kadar süre geçti, ne kadar uğraştı, ne kadar yoruldu ya da ne kadar hırslandı, ne kadar zaman oldu bunları yapmaya başladığından beri; siz çocuğunuza baktığınızda en son ne görüyordunuz? Bu hale nasıl geldik?
Duygu karmaşıklıkları iki insan bireyi arasındaki anlaşamama hissini tetiklediği gibi köpek insan ilişkilerini de derinden etkiler. Köpeğinizi anlamadığınızı hissettiğiniz her an ondan uzaklaştığınız gibi köpeğiniz de anlaşılamama durumlarında hayal kırıklığı yaşar. Güzel başlayan bir şey berbat edilmiştir ve akşam herkes eve üzgün dönmüştür. Sohbet nerede son buldu kimsenin haberi yoktur. Böyle durumlarda köpek sahipleri hissedilebilir ölçüde duygusal yoksunluk yaşar. Belki de iki taraf da tekrar aynı olumsuz duyguları yaşamamak için sohbeti keserler. Oyun oynamayı bırakmak, insanları yaşlandırır, yaşlananlar oyun oynamaz; bu böyle birbirini destekler. Bu anlaşılabilir gelse de asıl anlamamız gereken oyun oynamayı bırakan bir köpeğin -bu ifadenin güçlü bir ifade olduğunu biliyorum- duygusal yoklunluğu neredeyse ölmekle eştir. Onun artık bir televizyon kumandasından ya da çok sevdiğiniz puf'unuzdan bir farkı yoktur. İletişim kuramadığınız bir eşyaya dönüşmüştür. Köylüyle köpeğin arası açılmıştır. Artık bu köpek köyün huzurunu kaçırmaktadır.
Şunu tekrar ortaya koymalıyım. Köpekler onları muhattap almadığınızda köpekleşirler. Onun dışında sizin ev arkadaşınızdır. Onlar sizin gibi yaşlandığı için, iş-güç bahanesiyle oyun oynamayı bırakan canlılar değildir; yaşlansalar da hayattan keyif almaya devam eden 40 yaş üstü halı sahacı abiler gibidirler; onlara kendi dertlerimizi, sorunlarımızı ve stresimizi yüklemediğimiz sürece beşeri sorunlardan bi’ haber ıssız bir köy kasabasında yaşayan genç bir kız kadar mücadele ve heves dolu gözlerle bakarlar hayata. Son anlarına kadar bu güçlü duruşu ve halı saha ruhunu sürdürmek isterler. Ancak biz öyle değiliz.
Unutmayın. Siz dansı bıraktınız diye müzik durmaz; müzik devam eder ancak eşiniz (burada köpeğiniz) artık sahnede tek başınadır. Sahnede tek başına olmak endişe, tedirginlik, korku, rahat hissetmeme, çaresizlik ve yalnızlık gibi birçok duyguyla baş etmeyi gerektirir. Siz köpek sahibi olarak, köpeğinize bu duygularla nasıl baş etmesi gerektiğini öğrettiniz mi?
Mehmet Cihat Keleş / Ekim 2023
Comments